Şiirimsi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiirimsi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16.02.2015

Şairane-8: İnkisar



Gönlüme kar yağdırdın ey dost!
Dondum yahu yokluğunla.
Uzaktayken vardın yine,
Gayrı yoksun hiçbir yerde.
Biz senle tek iken evde,
sen kendini çağırdın üstüne
Yapma gözün seveyim, kaldırmaz bu ev varlığı
Varlığı değil haşa, varlık iddiasını...
Sen gecesin, gündüze yoklukla varırsın.
Geceliğin devam etsin dersen gündüzü karartırsın.
Haşa gündüz kararmaz, ama sen gece kalırsın.
Kurban olam yapma, bir kez daha yaşatma inkisarı
İnkisarı ızdırapla yudumlayanları
Bir kez de sen kırma, o billur ruhları
Yiğidim, bak elden ayaktan düştüm
Yeter, lutfen, affen ...
(Şubat, 2015)

3.02.2015

Şairane-7: Niye ağlar ki insan?!



Kahverengi hatıralarım resmini çizerken
Seni ağladım bugün sessizce, derinden, 
Gecenin en koyusunda gizlenen,
                                                                                              Göz yaşlarım sanadır.

Şairane-6: Aktuelist hayal


Artık göremiyorum istikbali,
ya da aynadaki beni...
Gözlerim nemli, kalbim elemli...
Mazinin daveti cennet hediyeli...

Şairane-5: Mazeretim


Hüzün rengini aldığında şu zemin-u asuman,
Bir şiire muntazırdır savm-ı sükutta yüreğim.

Şairane-4: O gece



Bir şairi aşka mahkum eden laneti,
Esir aldı sözlerimi,
Yağmur memlekete, sen gönlüme
Damladığın o gece...

26.03.2013

Şairane-3: "Hiç" olmadığı kadar



Yok olmayı anlatıyorum... 
yok olmak, bir katrenin ummanda kaybolması
yada bir sesin, dağın tepesinde  ıssız ve yankısız sönmesi gibi...
Varsayılan bir noktanın, Sonsuzun varlığını anlattığı gibi anlatıyorum... 


Önce varsayarsın yokluğu, tadarsın yokluk acısını...
Sonra yok sayarsın varlığı, kalırsın yapayalnız...
Birbir geçersin cendereden, adım adım, yudum yudum..
yalnızlığınla yürürsün, yürüdükçe yalnız kalırsın... 


önce sevgine vurulur kelepçe, sonra diline...
diyemezsin sevdiğini o nazlı yarine ...
gönlüne müdahele eder aklın,
yavaş yavaş erir varlık, sen ademi tadınca,  
cud bulan O olur, sen mün'adim olunca


Ah hiçlik.. 
hiç olmak istiyorum hiç olmadığı kadar...
sıfır, tam bir sıfır... noksansız bir sıfır... 
yok olacak yokluğumda her bir günah...
adem rengindeyim bugün, ademinde benliğin...


(Haziran-2007)

25.09.2011

Şairane-1: Bir Hayalin Te'vili

Eskilere Ait Bir Futuhat-ı Mekkiye Meyvesidir


Seyr başlıyor...
Ve yavaş yavaş, göz kepengini indirdi...
Yavaş yavaş, manaya cisim giydirdi...
Şuursuz girdi uzun ince yoluna
İnceden perde çıktı karşısına




İşte dualite...
Perde iki renkli, hem iki yüzlü,
Biri siyah, diğeri beyaz süslü
Beyaza bir göz, siyaha bin bakıyor,
Bin göz ki manası o Bir'den geliyor.


Ben nerdeyim?
Siyahtayım, hem ayakta,
Kupkuru hava, güneşin alnında,
Mana kayıplara karışmış,
İnsan yokluğa allışmış...


Harmoniye ceza...
Binlerin içinde, hareketli bir gün...
Koşuşturmaca, bağrıştırmaca, para, eğlence, gürültü...
Güneşin tam altında, terler içinde, hava kupkuru...
Ağlamak bile yasak, kalbin yeni kuralı..
Durmak dile haram, gözler kırık cam edalı,


Davet var...
Perdenin verasından esrarlı bir musiki
Kalbinden yakaladı ve sundu daveti...
Yasak kalktı, göz ağladı, sundu aczini
Celali bir ses geldi, bekle ve gör halini


Perdeyi geçenler...
Kesret boğuyor ama reca var..
Etrafa bakıyor ki gönüller dar...
Perdenin ardına geçiyor bir ikisi...
Geçenler de kayboluyor, hem kendisi hem sesi...


Acz, dua kabına damladı
Bir dua, manası sırlı hayattan,
Bir dua, can cekişen fıtrattan...
Bir dua, mazideki masumiyetten...
Bir dua, istikbalin yiğidinden...


İşte duanın tesiri 
İçini vicdani bir his bürüdü
At artık şu dağ cürmünü...
“Kimsin sen? Yine kim konuştu?”
Ses yok... Demek konuşan sükuttu...


Nasıl bir ses bu sükut?
Tıpkı bir çağlayan sesi...
Belki kuşların musikisi, rüzgarın neşvesi...
Belki dalganın narası, berkin yüksek sadası...
Ama kelimeden münezzeh, sade, vazıh edası


Sesimi takip et...
Bütün görüntü bir akıl yanılgısı...
Formlar ve suretler ayak prangası...
Fikirlerin kokuşmuş gıda...
Hislerin düşmüş ayağa...


İlk ders...
Çok kelime var ki seni kandırıyor...
Hem aklını hem ruhunu bulandırıyor...
Olmayana var, mevcuda yok diyorsun..
Var olanın birliğini bilmiyorsun...


Kafa karışık... 
Var olan bir olmalı, Bir olan var olmalı..
Ama beyin sızlıyor, bu görüntü neyin malı?
Gaye-i hilkat nedir, aceb ezeli midir?
Manası yoktan değil, ilm-i ilahi ezelidir.


Tehlikeli bölge...
Benim hakikatım, ilimde vardı Ezelde
hadistir sen nazarında, ezelidir O'nunkinde
Vahdet-ül vücud deme, zira tehlikelidir.
Ama bil ki senin vücudun çok şüphelidir.


Zaman mefhumu...
Akıl sordu ki zaman diyorlar nedir?
Büyük bir hakikatın bir cilvesidir.
Hakk dediler onun  hakiki adına,
Görünür bakınca levh-i mahv-u isbata,